"Türkiye'nin artık kararlılığı, imkânları ve cesaretinin test edilecek bir ülke olmadığını herkesin görmesini istiyoruz"

28 Ağustos 2020 - 02:43

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malazgirt Zaferi'nin 949. Yıl Dönümü Kutlama Programı'nda yaptığı konuşmada, 'Türkiye, Akdeniz'de de, Ege'de, Karadeniz'de de hakkı olanı alacaktır. Biz nasıl kimsenin toprağına, egemenliğine, çıkarına göz dikmiyorsak kendimize ait olanlardan da asla taviz vermeyeceğiz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malazgirt Zaferi’nin 949. Yıl Dönümü Kutlama Programı’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye, Akdeniz’de de, Ege’de, Karadeniz’de de hakkı olanı alacaktır. Biz nasıl kimsenin toprağına, egemenliğine, çıkarına göz dikmiyorsak kendimize ait olanlardan da asla taviz vermeyeceğiz. Bunun için siyasi, ekonomik, askerî bakımdan ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Türkiye’nin artık sabrı sınanacak, kararlılığı, imkânları ve cesaretinin test edilecek bir ülke olmadığını herkesin görmesini istiyoruz” dedi.

 

   

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malazgirt Millî Park alanında düzenlenen Malazgirt Zaferi’nin 949. Yıl Dönümü Kutlama Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

 

 

“GELECEĞE BIRAKTIĞIMIZ HER ESERİ, BU TOPRAKLARA VURDUĞUMUZ KUTLU BİRER MÜHÜR OLARAK GÖRÜYORUZ”

Konuşmasının başında, “Ahlat Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, hem Malazgirt Zaferi’ne hem Türkiye Cumhuriyeti’ne hem de gençlerimize emanet edeceğimiz bir eser olarak ortaya çıktı” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan,  “Emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Bugün de Malazgirt Millî Parklar miting alanında sizlerle birlikteyiz. Bu bölgeyi de zaferin anlamına ve önemine yakışır bir yer hâline dönüştürdük” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geleceğe bıraktığımız her eseri, bu topraklara vurduğumuz kutlu birer mühür olarak görüyoruz. Hep söylediğim gibi bizim siyasetimiz, eser siyasetidir, hizmet siyasetidir” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm hayatlarını istismarla, riyakârlıkla, yalanla geçirmiş olanlar, eser ve hizmet siyasetinin manasını elbette bilemez. Milletin sevinciyle sevinmeyi, üzüntüsüyle üzülmeyi dahi beceremeyenlerin, gönüllerinin bağlı olduğu mecralar açıkça ortadadır. Bu coğrafya, hem bizim hem insanlık için kutlu bir coğrafyadır. Ecdadımız bu toprakları bize, gece gündüz mücadele ederek, gerektiğinde kanını ve canını feda ederek vatan olarak bırakmıştır. Biz de ecdadımızın izinden gidiyoruz.”

“ECDADIMIZ, TARİHİN HİÇBİR DEVRİNDE EMPERYALİST BİR ZİHNİYETLE HAREKET ETMEMİŞTİR”

Türk ve dünya tarihinin dönüm noktalarından birini teşkil eden Malazgirt Zaferi’nin ardından şehir şehir, köy köy Anadolu’nun fethinin gerçekleştiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Malazgirt Ovası’ndan başlayıp Ege ve Marmara kıyılarına kadar ilerleyen ecdadımız, fethettikleri bu toprakları vatan edindi. Çünkü bizim medeniyetimizde fethetmek işgal etmek, yağmalamak değildir. Fethetmek, Allah’ın emrettiği adaleti o beldede hâkim kılmaktır.  Eğer ele geçirdiğiniz bir yerde adaleti tesis edemediyseniz, zulme engel olamadıysanız orayı fethettik diyemezsiniz. Her zaman söylediğimiz gibi, asıl olan gönüllerin fethedilmesidir. Milletimiz, fethettiği beldelerde evvela zulmü ortadan kaldırmıştır, adaleti tesis etmiştir. Bunun için bizim medeniyetimiz bir fetih medeniyetidir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rumlar dışındaki bütün milletlere, bilhassa Ermenilere ve Süryanilere karşı acımasız bir inkâr ve asimilasyon politikası uygulayan Bizans’ın zulmü, bu fetihle sona ermiştir.  Ecdadımız, tarihin hiçbir devrinde emperyalist bir zihniyetle hareket etmemiştir. Fethettiği nice beldeleri devrin en modern imkânlarıyla imar etmiş ve idaresi altındaki insanlara dinlerini, dillerini, kültürlerini yaşatma imkânı tanımıştır. Tarih, fethettiğimiz bütün beldelerde güveni, huzuru, hoşgörüyü ve refahı hâkim kılmak için milletçe verdiğimiz büyük mücadelelerin şahididir. Bugün dahi birçok şehrimizde bir arada görebileceğimiz farklı medeniyet sembolleri, bizim farklılıklarımızı zenginlik olarak gören kadim anlayışımızın birer tezahürüdür. Biz de ecdadımızın izinden giderek, ülkemizi ve ayak bastığımız her yeri imar ederek, adaleti tesis ederek, hakkı ve hukuku hâkim kılarak, gelecek nesillere emanet etmenin gayreti içindeyiz” açıklamasında bulundu.

“BU TOPRAKLARDA BİN YILDIR KARŞILAŞTIĞIMIZ BÜTÜN BADİRELERDEN MALAZGİRT RUHUYLA KURTULDUK”

“Bir asır önce Anadolu’yu perişan bir şekilde terk etmek zorunda kalanların, şimdi Ege’de sahte kabadayılık peşinde koşması, mezarlıkta ıslık çalma psikolojisinin tezahüründen başka bir şey değildir” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Korkunun ecele faydası yoktur. Türkiye, Akdeniz’de de, Ege’de, Karadeniz’de de hakkı olanı alacaktır. Biz nasıl kimsenin toprağına, egemenliğine, çıkarına göz dikmiyorsak kendimize ait olanlardan da asla taviz vermeyeceğiz. Bunun için siyasi, ekonomik, askerî bakımdan ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Muhataplarımızı kendilerine çeki düzen vermeye, mahvolmalarına yol açacak yanlışlardan uzak durmaya davet ediyoruz. Türkiye’nin artık sabrı sınanacak, kararlılığı, imkânları ve cesaretinin test edilecek bir ülke olmadığını herkesin görmesini istiyoruz. Yaparız diyorsak yaparız ve bedelini de öderiz. Varsa bedel ödeme pahasına karşımıza çıkmak isteyen, buyursun gelsin. Yoksa çekilsinler önümüzden, biz kendi işimize bakalım.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu topraklarda bin yıldır karşılaştığımız bütün badirelerden Malazgirt ruhuyla kurtulduk. Kosova’da da, Niğbolu’da da, Haçova’da da aynı ruhla mücadele ettik. Çanakkale’yi geçilmez yapan da bu ruhtu. İstiklal Harbi’nde yedi düvele karşı bu ruhla galip geldik.15 Temmuz destanını da işte bu ruhla yazdık. Bugün de farklı cephelerde azim ve kararlılıkla yürüttüğümüz mücadeleleri aynı ruha borçluyuz. Nasıl dün Türkistan’dan Anadolu’ya akan sadece fetih ordusu değil, adalet ve muhabbet kervanıysa, bugün de gittiğimiz her yere bu erdemleri taşıyoruz. Bin yıldır Anadolu’daki her kesimden insanımızın kalplerinde kurulan o güçlü köprü, sonsuza kadar ayakta kalacaktır” dedi.  

“Atalarımızın Anadolu’ya ektiği sevgi, muhabbet, kardeşlik ve dayanışma ruhu öylesine kök saldı, öylesine büyüdü ki; bin yıldır bu hukuku bozmaya çalışanların hiçbirisi emeline ulaşamadı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi çirkin kumpasa yönelirlerse yönelsinler, her defasında milyonları karşılarında tek yürek olarak buldular. Çünkü biz bu toprakların emanetçisi değil, asıl sahibiyiz. Bu toprakların altında da biz varız, üstünde de biz varız” değerlendirmesinde bulundu.

“KEŞFETTİĞİMİZ DOĞAL GAZ REZERVİ, MİLLETİMİZE UZUN ZAMANDIR İHTİYACI OLAN MORALİ SAĞLAMIŞTIR”

Bin yıldır bu topraklarda kök salan kardeşlik, muhabbet ve dayanışma hukukunun, tüm kışkırtmalara ve karanlık oyunlara rağmen sökülemediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’ye yönelik ameliyat yapma hevesleri kursaklarında kalanlar, aradıkları fırsatı bulamayacaklardır. Siyasette, ekonomide, askerî alanda elde ettiğimiz her yeni başarı, geleceğimize daha güvenle bakabilmemizi sağlıyor. Karadeniz’de keşfettiğimiz doğal gaz rezervi, milletimize uzun zamandır ihtiyacı olan morali ve kaynağı sağlamıştır. Bu doğal kaynaktan elde edilecek her gelir, 83 milyon vatandaşımızın her birinin hayat kalitesinin yükseltilmesinde, ülkemizin hedeflerine daha hızlı ulaşmasında kullanılacaktır. İnşallah yeni müjdelerle, bu başarıyı çok daha ilerilere de taşıyacağız” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Malazgirt’te başlayan büyük yürüyüşümüzün bu önemli durağı, ufkumuzu derinleştirmiş, umudumuzu güçlendirmiş, azmimizi bilemiştir. Rabbimizin önümüze açtığı bu hayırlı yolun bereketiyle, artık geleceğimize daha güvenle bakıyoruz. Bu duygularla bir kez daha Malazgirt Zaferi’nin 949. yıl dönümünü tebrik ediyorum. Sultan Alparslan’ı ve ordusunda bulunan askerlerinin her birini rahmetle yâd ediyorum. Bin yıldır bu toprakları vatanımız kılmak için canlarını ortaya koyan tüm şehitlerimize, gazilerimize, kahramanlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Okçular Vakfımızı, Malazgirt ruhuna sahip çıktıkları için tebrik ediyorum. Meclis Başkanımız Sayın Mustafa Şentop ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye teşekkür ediyorum.”