"Ekonomide olduğu gibi enerjide de ülkemizin bağımsızlığı için mücadele etmeyi sürdüreceğiz"

14 Ağustos 2020 - 14:23

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada, Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi'nin dün saat 20.00'de Antalya açıklarından demir alarak görev bölgesine doğru hareket ettiğini belirterek, 'Yaklaşık 10 saat süren seyirden sonra bu sabah saat 08.00 itibariyle de çalışmalarına başladı. Ekonomide olduğu gibi enerjide de ülkemizin bağımsızlığı için mücadele etmeyi sürdüreceğiz' dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi’nin dün saat 20.00’de Antalya açıklarından demir alarak görev bölgesine doğru hareket ettiğini belirterek, “Yaklaşık 10 saat süren seyirden sonra bu sabah saat 08.00 itibariyle de çalışmalarına başladı. Ekonomide olduğu gibi enerjide de ülkemizin bağımsızlığı için mücadele etmeyi sürdüreceğiz” dedi.
 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

 

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına Lübnan’daki patlama sebebiyle Lübnan halkına başsağlığı ve geçmiş olsun dileyerek başladı.

Lübnan halkının yanında yer almak için tüm imkânları seferber ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun patlama bölgesine giderek ihtiyaç ve talepleri yerinde tespit ettiğini söyledi.

“TÜRKİYE OLARAK SAHADA VE DİPLOMASİ ALANINDA KENDİ PLANLARIMIZI UYGULAMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Gündemlerindeki diğer önemli konunun da Akdeniz ve Ege’de Türkiye’nin haklarını ve hukukunu yok saymaya yönelik girişimlere verdikleri cevaplar olduğu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bilindiği gibi, bölgedeki sismik araştırma faaliyetlerimizi Almanya Şansölyesi Sayın Merkel’in ricası üzerine iyi niyet nişanesi olarak bir süreliğine ertelemiştik. Ancak Yunan tarafı hüsnüniyetle hareket etmediğini bir kez daha göstermiş ve Mısır’la hiçbir hukuki temeli olmayan bir anlaşmaya yönelmiştir. Buradan bir kez daha altını çizerek ifade etmek istiyorum; Türkiye’nin hiç kimsenin hakkında, hukukunda, toprağında, denizinde, meşru çıkarlarında gözü yoktur. Bizim tek talebimiz, bize de aynı anlayışla yaklaşılmasıdır. Türkiye gibi 780 bin kilometrekarelik dev bir toprak parçasını görmezden gelip birkaç kilometrekarelik adalar üzerinden bizi sahillerimize hapsetme girişimine elbette rıza göstermeyeceğiz. Dünyada hiçbir ülke böyle saçma ve temelsiz bir talebe boyun eğemez.”

“Gelin Akdeniz’deki tüm ülkeler olarak bir araya gelelim, herkes için kabul edilebilir, herkesin hakkını koruyan bir formül bulalım” çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bu çağrısına kulaklarını kapatanların güçlerinin yetmeyeceği, boylarını aşan birtakım girişimlerle kendi geleceklerini kendi elleriyle kararttıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Salgın ve onunla bağlantılı siyasi, ekonomik, sosyal sorunların bir kâbus gibi üzerine çöktüğü güçlere güvenenler hüsrana uğramaya mahkûmdurlar. Türkiye’nin bu konudaki kararlılığını hâlâ kavrayamamış olanları bir an önce gerçekleri görmeye ve çözümü masada aramaya davet ediyoruz. Anlaşmazlıkların diyalog yoluyla ve hakkaniyet temelinde çözümü için biz her zaman varız ve hazırız. Bu konuda sağduyu hâkim olana kadar Türkiye olarak sahada ve diplomasi alanında kendi planlarımızı uygulamaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi’nin dün saat 20.00’de Antalya açıklarından demir alarak görev bölgesine doğru hareket ettiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık 10 saat süren seyirden sonra bu sabah saat 08.00 itibariyle de çalışmalarına başladı. Ekonomide olduğu gibi, enerjide de ülkemizin bağımsızlığı için mücadele etmeyi sürdüreceğiz” dedi.

“TÜRKİYE, 2002 YILINDAN BU YANA GERÇEKLEŞTİRİLEN REFORMLAR SAYESİNDE ÖNEMLİ KAZANIMLAR ELDE ETTİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 2002 yılından bu yana başta ekonomi olmak üzere eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye birçok alanda atılan adımlar ve gerçekleştirilen reformlar sayesinde önemli kazanımlar elde ettiğine vurgu yaparak, Türkiye ekonomisinin satın alma gücü paritesine göre dünyada 2002 yılında 17. sırada iken 13. sıraya yükseldiğini, 2019 yılı İnsani Gelişme Raporu’nda da Türkiye’nin bir önceki yıla göre altı basamak ilerleyerek 58. sıraya yükseldiğini bildirdi.

Türkiye’nin Dünya Bankası tarafından hazırlanan iş yapma kolaylığı endeksinde geçtiğimiz yıl 10 basamak birden tırmanarak 33. sıraya yerleştiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde yıllık otomobil satışı 2002 yılında 91 bin adet iken bu rakam 2016’da 756 bine kadar çıktı, geçtiğimiz yıl da 387 bin olarak gerçekleşti. Buzdolabı satışı 18 yıl önce 1 milyon 88 bin adetten 2,5 milyona çıktı. Çamaşır makinesi satışı 824 bin adetten 2 milyonun üzerinde bir seviyeye ulaştı. Bulaşık makinesi satışı 282 bin adetten 1 milyon 332 bin adede, fırın satışı 339 binden 817 bine yükseldi” bilgilerini paylaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl 85 bin 263 yeni şirket açıldığını, istihdamda 19,6 milyondan 28 milyon 80 bine çıktıklarını, borsa endeksinin 110’dan binin üzerine ulaştığını belirterek, Merkez Bankası döviz rezervinin de 28 milyar dolardan 90 milyar doların üzerine çıktığını, bu rakamın bir ara da 135 milyar dolara kadar yükseldiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “En düşük memur maaşını 392 liradan 4 bin 188 liraya, asgari ücreti 184 liradan 2 bin 325 liraya, en düşük BAĞ-KUR tarım emeklisi maaşını 66 liradan aldık bin 756 liraya, en düşük Emekli Sandığı emeklisi maaşını 377 liradan 2 bin 981 liraya kadar çıkardık; bunları biz yaptık. Aldığımız rakamlar ortada, bakın ben felsefe yapmıyorum, sizlere rakamlarla konuşuyorum. Aynı şekilde engelli aylığını 25 liradan 851 liraya, muhtar aylığını 97 liradan 2 bin 261 liraya yükselttik. Lisans öğrencilerine verdiğimiz kredi burs ödemelerini, biz geldiğimizde 45 liracık alıyorlardı, 550 liraya çıkarttık. Yüksek lisansta bin 100 lira, doktorada bin 650 lira seviyesine çıkarttık. Hatırlayın, harç harç öğrencilerden alınıyordu ve bundan dolayı o zaman öğrencilerin sesi çok çıkıyordu, gösteriler şunlar bunlar vesaire. Peki, bu harç işini kim kaldırdı? Biz kaldırdık ya, şimdi harç filan falan böyle bir şey yok. Tam aksine biz öğrencilerimize burslarıyla, kredileriyle her zaman destek oluyoruz, destek olmaya da devam edeceğiz. Tarım sektörüne yaptığımız destekleme ödemelerini yıllık 1.8 milyar liradan 22 milyar liraya çıkardık. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye her alanda bu rakamları çeşitlendirmek, çoğaltmak mümkün. Türkiye’nin bugün geleceğine güvenle bakmasının, bölgesel ve küresel politikalarda böylesine aktif pozisyon almasının gerisinde işte bu güçlü altyapı vardır.”

“TÜRKİYE, EKONOMİDE SUNİ RÜZGÂRLARLA EĞİLİP BÜKÜLEBİLECEK BİR ÜLKE DEĞİLDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bölgesel ve küresel bir güç olarak yükselen yıldızından rahatsız olanların her seferinde daha sinsi, daha riyakâr şekilde üzerlerine geldiğini anlatarak, “Başka hiçbir ülkeye uygulanmayan kriterler bize dayatıldı. Başka hiçbir ülkeden talep edilmeyen şartlar bizden istendi. Başka hiçbir ülkeye yöneltilmeyen tehditler bize savruldu. Terör örgütlerinden darbecilere, finans lobilerinden tarihi hesaplaşmalara kadar her türlü araçla üzerimize yüklendiler. Hepsinin de üstesinden birer birer geldik” değerlendirmesinde bulundu.

Son yıllarda uygulanan politikalarla pazar ve ürün çeşitliliğinin arttığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maruz kaldığımız çok yönlü saldırılara rağmen ekonomimiz attığımız kararlı adımlarla 2019 yılının son çeyreğinde yeniden güçlü büyüme politikasına döndü. Tabii bu bizim için belki güçlü bir patikaydı, ama şimdi biz bu patikayı inşallah caddeye dönüştüreceğiz, onun adımlarını atıyoruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün arzularının, isteklerinin yatırımcıların rahat şekilde ülkeye gelerek, güçlü yatırımlarda bulunması olduğuna vurgu yaparak,  şunları kaydetti: “Devletimizin borçlanma faizlerinde de önemli düşüşler sağladık. Yüzde 25’lere çıkan iç borçlanma faizini yüzde 9,72’ye ve yüzde 7,50’yi aşan dış borçlanma faizini yüzde 4,45’e kadar gerilettik. Ekonomik yükseliş 2020 yılının ilk aylarında da devam etti. Yılın ilk çeyreğinde birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin aksine ülkemiz yüzde 4,5 gibi yüksek bir büyüme performansı sergiledi. G-20 ülkeleri arasında en yüksek, OECD ülkeleri arasında ise ikinci en yüksek büyüme performansı kaydeden ülke olduk. 2018 yılı Ağustos ayında yaşadığımız saldırılar sonrasında küresel finans sisteminin bize dayamaya çalıştığı yüksek faiz yüksek faiz yaklaşımını asla kabul etmedik. Bir taraftan kur üzerinden yapılan saldırılarla, bir taraftan kurun enflasyona olan etkisiyle ve diğer taraftan Türkiye üzerinden yüksek faizle haksız kazanç elde etmek isteyenlerle âdeta boğuştuk, mücadele ettik. Bu verilen mücadele olmasaydı iş insanımız ayakta kalabilir miydi? Eğer kur ataklarıyla tüm araçlarımızla mücadele etmeseydik enflasyonu yüzde 25’lerden bugünkü seviyesine bu kadar hızlı getirebilir miydik? Türkiye ne zaman küresel gündemlere ilişkin bir irade ortaya koysa, ne zaman bölgesel haklarıyla ilgili adımlar atsa, ekonomi üzerinden bir hesaplaşmanın devreye sokulduğunu görüyoruz. Türkiye, ekonomide bu suni rüzgârlarla eğilip bükülebilecek bir ülke değildir. Yaşadığımız her sıkıntıda ülkemizin gücü bir kez daha sınanıyor, hamdolsun bu sınamaların hepsinden de anlımızın akıyla çıkıyoruz.”

“SALGIN DÖNEMİNDE HER KESİMDEN VATANDAŞIN YANINDA YER ALDIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın döneminde her kesimden vatandaşın yanında yer aldıklarını, yatırımlara ve açılışlara devam ettiklerini anlatarak, dün de son olarak TÜBİTAK ve onun bağlantısı birçok tesisin açılışını gerçekleştirdiklerini belirtti.

Şehir hastanelerinin de açılışlarını gerçekleştirmeye devam ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konya Şehir Hastanesi’nin de hasta kabule başladığını, resmî açılışını da bizzat kendisinin gerçekleştireceğini açıkladı.

Salgının sağlığı ve hayatı tehdit etmesinin yanında çok ciddi ekonomik sonuçlar da doğurduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgının sarsıcı etkisinin daha iyi anlaşılmasıyla uluslararası kuruluşların küresel büyüme tahminlerinde revizyona gittiklerini, IMF’nin, 2020 yılı için daralma beklentisini yüzde 3’ten yüzde 4,9’a yükselttiğini, OECD’nin ise bu yıl için daralma beklentisini yüzde 2,4’ten yüzde 7,6’ya güncellediğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020 yılının ikinci çeyreğinde ABD ekonomisinin yıllıklandırılmış oranlarda yüzde 32,9 ve Avro Bölgesi ekonomisinin ise yıllık yüzde 15 düzeyinde daralmalar gösterdiğini vurgulayarak, aynı dönemde Almanya ekonomisinin yüzde 11.7, İtalya ekonomisinin yüzde 17.3, Fransa ekonomisinin yüzde 19 ve İspanya ekonomisinin de yüzde 22.1 oranında daraldığını belirtti.

Tüm destekleyici politikalara rağmen ekonomik toparlanmanın zaman almasının beklendiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye ekonomisi de salgından kısa vadede elbette olumsuz yönde etkilenmiştir. Ancak, aldığımız tedbirler, şoklara karşı mücadeledeki tecrübemiz, güçlü sağlık altyapımız ve ekonomimizin dayanıklılığını artırmaya yönelik adımlar sayesinde ekonomimizi hızla toparladık” açıklamasında bulundu.

“GÜÇLÜ VE SAĞLIKLI BİR EKONOMİNİN İNŞASI İÇİN PEK ÇOK YENİ POLİTİKAYI HAYATA GEÇİRDİK”

Mayıs ayıyla birlikte ekonomik göstergelerde ve beklentilerde beklenen iyileşmenin başladığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “İhracattaki iyileşme sürecinin önümüzdeki dönemde devam etmesini ve normalleşme sürecine özellikle ülkemizi önemli sayıda turistin ziyaret etmesiyle birlikte ben inanıyorum ki bize olan bu noktadaki güven daha da artacaktır. Son dönemde sağladığımız finansmana erişim kolaylıkları ve uygun kredi imkânları sayesinde otomotiv ve konut satışlarında rekor düzeyde artışlar yaşandı. Kredi büyümesinde görülen hızlanmaya karşılık bankacılık sektörümüz güçlü sermaye yapısı, aktif kalitesi ve karlılık oranlarıyla oldukça sağlıklı bir görünüme sahiptir. Sektörün sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 19,5 ile yüzde 8 olan yasal asgari oranının oldukça üzerindedir. Yabancı para açık pozisyonu kaynaklı kur riski bulunmayan sektörün tahsili gecikmiş alacakları da sürdürülebilir seviyelerdedir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ekonomisinin artık tüketim yerine üretimi önceleyen, ithalata bağımlı değil ihracat odaklı yapısıyla küresel değer zincirine daha entegre olan ve daha fazla katma değer üreten bir model ile yoluna devam edeceğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Salgın sonrasında oluşan yeni dünya düzeninde Türkiye coğrafi konumu, lojistik ağ bağlantıları, üretim kapasitesi, insan kaynağı, bilgi ve becerisini kullanarak yeni bir başarı hikâyesi yazacaktır. Son iki yıldaki oldukça zorlu şartlara rağmen güçlü ve sağlıklı bir ekonominin inşası için pek çok yeni politikayı hayata geçirdik. Küresel ekonominin önemli ölçüde daralacağı beklentilerinin olduğu bir ortamda attığımız adımlar ve hayata geçirdiğimiz uygulamalar ile ülkemizin önüne gelen yeni fırsatları özellikle değerlendirmesini sağlamakta kararlıyız” ifadelerini kullandı.